NAR İLİŞKİSİ
Ne zaman bir nar ağacının yanından geçsem duruverir ve uzun uzun incelerim. Çiçek açtığında, çiçekleri kurumaya başladığında, kuruyan çiçeğin püskülleri minik meyveden sarktığında, meyvesi kızarıp renk değiştirdiğinde, meyvesi büyüdüğünde her aşamada ayrı bir güzel gelir gözüme. Güzel gelişi yalnızca estetik anlamla sınırlı değil tabii ki. Birtakım düşüncelere sevk edişiyle benim için bir ilham kaynağı aynı zamanda. Bir kısmını yazsam fena olmazdı deyip sizi de bu fikirleri dinlemeye davet ediyorum. Belli mi olur belki bir 'Nar ilişkisi' kurarız. 'Nar ilişkisi' de ne diyecek olursanız bu benim yeni ürettiğim bir kavram. Şöyle ki bu kavramı daha önce duymadığım görmediğim için ortaya koyduğum bu yeni kavrama dolayısıyla kendi düşüncelerime sahip çıkmalıyım değil mi? İnceleyelim o halde. Nar ilişkisi nedir?
Başta kendimiz olmak üzere çevremize bir bakınca genellikle insanların kendi potansiyellerini küçük görme eğiliminde olduğunu görüyoruz. Hatta bunun bir adı dahası jargon tabiri de var : 'Mütevazı Olmak' Jargon diyorum çünkü 'Mütevazı Olmak' sahip olduğun potansiyelleri küçümsemek, potansiyellerini küçümsediğin için potansiyelini ortaya çıkarma cesareti bulamamak, var olan potansiyeli daha keşfetmeden çürümeye bırakmak olamaz. O halde doğrusu ne? Mütevazı kelimesinin TDK anlamları şöyle ;
1. Sıfat, Alçak gönüllü
2. Sıfat, Gösterişsiz, iddiasız
TDK'ya bakınca bile mütevazı olmakla kendimizi, potansiyelimizi küçümsemenin bir alakası olmadığı aşikar. Toplumun mütevazı insanlar talebinin birçok üretken zihni daha ortaya çıkamadan 'sırf ön plana çıkarsam mütevazı olmadığımı düşünürler, böyle düşünürlerse dışlayabilirler' kaygısıyla çürüttüğünü düşününce çokça üzülüyorum. Bir nar TDK'nın tanımıyla değil de toplumun jargonuyla mütevazı olmaya kalksaydı var olabilir miydi? Nar görebilir miydik? Yoksa tüm narlar filiz veremeden toprağa mı karışırdı? Şu narlara bir bakın, bütün güzellikleriyle şunları diyorlar sanki :
'Burdayım'
'Varım'
'Değişiyorum'
'Değiştiğim için ortaya çıkardığım bu
şifalı meyvelerimi yiyebiliyorsunuz'
'Meyve verebilmem için beklemeniz,
bakım verip, gölge olmamanız gerek'
'Güzelliklerimle var olduğum için
dünya daha güzel bir yer oluyor'
Potansiyelimize değer vermeliyiz. Potansiyelimiz var olamadığında bizi çürümüş (kullanılmayan şey körelir ve yok olur) birine dönüştürebileceğini ya da bir hiçe dönüşebileceğimizi anımsamalıyız. Her birimiz bir bünyede birçok yetenek barındırıyoruz. Şöyle ki bir zamanlar insanlar aynı anda birden fazla alanda başarılı oluyor, kendi toplumlarına ve dünyaya inanılmaz büyük katkılarda bulunabiliyorlardı. Birden fazla alanda ürün ortaya koyarken hem ürünleriyle hem de kendi var oluşlarıyla başkalarını etkiliyor, eğitiyor, başkalarına örnek oluyor, ilham kaynağı oluyorlardı. Hemen örnekleyelim. Platon; metafizik, bilim, sanat, edebiyat, epistemoloji, adalet, erdem, ahlak, politika, aşk, eğitim, estetik ile ilgileniyordu. Ve Aristotales'i etkilemişti. Aristotales de ; fizik, metafizik, şiir, tiyatro, müzik, retorik, politika, hükûmet, etik, biyoloji, zooloji ile ilgileniyordu. Ve o da Fârâbî'yi etkilemişti. Fârâbî'nin meslekleri ise yazar, astronom, filozof, müzisyen olmak şeklindeydi. İşte bu ilişki zincirine 'Nar İlişkisi' diyorum ben. Her biri kendi potansiyellerini keşfetmeyi son nefeslerine dek sürdürmüş ve var oluşlarıyla, ürünleriyle hem dünyaya hem de üretken başka zihinlere bereketli etkilerde bulunmuşlar. Biri kendi cevherini bulabilme cesareti gösterdi, diğeri ondan etkilendi, kendini keşfetti ve bir diğerini de kendi etkiledi. Ben üç isim üzerinden 'Nar İlişkisi'ni örneklemeye çalıştım lakin her birinin etkilendiği ve etkilediği isimler çok daha fazla. Kimin kimi etkilediğini, sayısını tamamen bilmek de zor zaten. Çünkü her etkilenen 'ben etkilendim' diye bildirim vermiyor ve genel olarak kimi etkiledik kimden etkilendik diye bir çetele tutmayız. Nar ilişkisi kuran isimlere bakınca birden fazla alanda birden fazla ürün ortaya çıkarabilmiş bereketli hayatlar da var. Ama bunun yerine ne ara tek alana yönlendirilir, tek ürün vermesi istenilir hale geldik diye de düşünüyor insan. Ve bu tek ürün vermeye yönelik yönlendirmeler ne kadar güvenilir? Ya başka bir şeyde daha iyiysek ve bunu keşfedemediğimiz için çürüyorsak, acı çekiyorsak, mutlu değilsek? İnsan da tıpkı nar meyvesi gibi birçok şeyin toplamı değil mi? Ve insan her parçasıyla var olabildiğinde huzur bulmaz mı? İnsanın huzur bulması, var oluşabilmesi demek potansiyelindeki her parçaya olabildiğince ses vermesi demek değil mi?
Var oluşunuz nar gibi bereketli olsun sevgili okur.
Güzelliklerinizle cesurca 'ben burdayım, varım' diyebildiğiniz anlarınız ve nar ilişkileriniz bol olsun sevgili okur.
#varoluş #psychology #philosophy #lifestyle #blogger #blog #bloggerstyle #blogs #blogging #mütevazı #üretkenlik #cesaret #örnek #değer #mütevazı #mütevazıolmak #bereket #mutluluk #çürümek #keşfetmek #ilham #etkilemek #potansiyel #yetenek #photography #photo #pomegranate #existense #happiness #discovering
Gerçekten bilgilendirici bir yazı emeğinize sağlık
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. 😊 🌺
SilHer bir nar tanesi farklı yönleri ile bir bütün olan narı oluşturduğu gibi insan da doğuştan farklı yetenekleri ile dünyaya gelir ve bu yetenekler bir bütünü yani insanı oluştururken tek alana yönetilmek ne kadar doğru? Bu sorgulamayı yaptıran bir yazı. İyi okumalar
YanıtlaSilGüzel yorumunuz için çok teşekkür ederim. 😊🌺
Silİnsanın huzur bulması, var oluşabilmesi demek potansiyelindeki her parçaya olabildiğince ses vermesi demek değil mi? özetlemiş bence :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. 😊🌺
SilGayet keyifliydi
YanıtlaSilYorumunuz için çok teşekkür ederim. Beğenmenize sevindim.
Sil