Pamuk Gibi Hayatlar
Pamuk gibi beyaz, pamuk gibi temiz, pamuk gibi saf, pamuk gibi yumuşak, pamuk gibi bulutlar... Pamuğa dair birçok benzetme yapılır. Ancak araştırdığıma göre pamuk ile hayat arasında bir benzetme yapılmamış gibi duruyor. O yüzden bu yazıda pamuk ile hayat arasındaki bağlantıları ele alacağım.
Saf bir selüloz kaynağı olan pamuk, lifi işlenen ilk bitkidir. Geçtiğimiz yıllarda Mersin - Adana - Osmaniye il sınırlarını kapsayan alanlar, "Çukurova Pamuğu" için coğrafi sınır olarak belirlenmiş. Yaşadığım bölgede yani Çukurova'da "beyaz altın" olarak değerlendirilen "Çukurova Pamuğu" coğrafi işaret alıp Adana'ya tescilli ürün olarak kazandırılmış. Renk özelliğine göre 31- 52 renk aralığında değişim gösteren "Çukurova Pamuğu"nun özelliği veriminin yüksek olması ve coğrafi konumu nedeniyle Türkiye'de ilk hasat edilen ürün olmasıdır.
Pamuk tohumunun çimlenmesi insanın doğumu gibidir. Varoluş boyut değiştirir. Biri topraktan biri anne karnından yeryüzüne gelir. Güneşe, rüzgara, yağmura merhaba derler. Gün gün boy atar, şekil değiştirir, büyürler.
![]() |
Pamuk tomurcukları tazecik çiçekler açar. İnsan yumurcaklıktan kıpır kıpır bir çocukluk evresine geçer. Rüzgarın çiçekleri sallamasına benzer, çocukların salıncaklarda sallanışı. Çiçek tozlarının havada uçuşması gibi çocuklar birbirinden yeni davranışlar öğrenir, bilgiler havada uçuşur. Böyle bir dönemin sonunda çiçekler koza haline gelir, çocuklar ergenlik dönemine girer.
Çiçeklerin kozalarına kapanıp evrim geçirmesi ve çiğitlerin etrafında yaş pamukların oluşmaya başlaması gibi ergenler de içine kapanır ve evrimler geçirmeye başlarlar. Her biri kendi kozasında yalnız ve karanlıktadır. Ne yöne gideceklerini bilemezler. Bu evreden sonra bir gelecek var mı bilemezler. Ham pamuk gibi ham insan davranışlarına sahip olan ergenlerin en önemli görevi kozasında olgunlaşmasıdır. Olgunlaşmalı ki kozasını açabilir olsun. Kozasını açmayanlar bir ürünün oluşmasını sağlayacak pamuğu veremezler. Kendilerinden geriye bir tohum da bırakamazlar. Çiftçi için hayal kırıklığı olurlar. Çünkü çiftçi kozanın içinden çıkmasını umduğu pamuk için gübreleme, çapalama, ilaçlama, sulama gibi çeşitli bakımlar yapmıştır. Emek verdiği pamuğun çıkacağına dair ümit beslenmiş, bir güven duymuştur. Kozasında olgunlaşmadan bekleyen pamuk ile kendisiyle ilgilenmeden öylece zaman öldüren insan aynıdır. Bir ilerleme kaydetmedikleri gibi topluma bir hayırları da dokunmaz. Bir ürüne katkıda bulunmazlar. Çünkü kendilerine hayırları yoktur. Bu çiftçi için bir kayıp, bir hüzündür.
![]() |
Kozasını açanlar beyaz pamukları ile çiftçinin yüzünde bir mutluluk, keyif, ümit olurlar. Olgunlaşmanın ilk işaretlerinin görüldüğü bu evre ise insanın gençliğidir. Gençlik toplumun, dünyanın geleceğidir. Ümididir.
Kuru pamukların olgunlaştığından emin olunduğunda tüm pamuklar toplanır ve fabrikalarda işlemlerden geçirilir. Tek tek bir işe yaramayacak olan pamukların kilolarcası, tonlarcası biraraya gelince çeşit çeşit ürüne dönüşür. Yastık, yorgan, iplik, kumaş, yağ, hayvan yemi... Orta yaştaki insanlar da bu kuru pamuklar gibi tek başına olmaktansa biraraya gelip organize olduklarında ; insan olarak hayatlarının en verimli, en üretken evrelerini yaşayabilirler. Kendi çocuklarına ve diğerlerinin çocuklarına bırakacakları dünyaya bir katkıda bulunabilirler. Dernekler, vakıflar, hayır kurumları, gönüllü destek ekipleri... Birbirini tanımayan sayısız insan bu şekilde biraraya gelebildiğinde dünya çok daha yaşanılası bir yere dönüşebilir.
Bir ürüne dönüşen pamuklar kullanılıp eskidiğinde görevini tamamlamış bir şekilde tekrar toprağa dönerler. Bu insanın yaşlılığı ve ölümüdür. Yeryüzüne geldikten sonra dünyada birtakım etkilerde bulunduktan ömürlerini tamamlarlar.
Bir pamuk ya da insan ; olgunlaşıp kozasından çıkmazsa ne kendine ne dünyaya bir hayrı dokunmaz. Hatta zarara sebep olurlar.
İnsan doğası gereği bir bitkiden farklı olarak hem pamuk hem çiftçidir. Hem gelişendir hem de geliştirendir. İnsan bir bitki gibi önce kendine bakım yapmalı, kendine vakit ayırmalı, kendi ürünlerini hasat etmeli, sonra diğerleriyle beraber biraraya gelip daha verimli/üretken işler yapmalı. Bunları yapan insanlar için "beyaz altın" diye bahsedilir. Sayısız insan unutulup gidilirken "beyaz altın"lar yüreklerde taşınır, unutulmaz.
"Beyaz altın" değerinde pamuk insanlarla karşılaşmanız ve "beyaz altın" olabilmeniz dileğiyle sevgili okur.
Kendinize iyi bakım yapın.
Pamuklar gibi olun.
Görseller : Hacer Çinçik
Yazar : Hacer Çinçik
#blog #blogger #blogging #pamuk #pamuktarlası #çukurova #çukurovapamuğu #adana #beyazaltın #çimlenme #doğum #varoluş #gelişim #evre #bakım #doğa #hasat #olgunlaşma #koza #çiğit #selüloz
Great pictures and article :)
YanıtlaSilThanks a lot!
SilGreat pictures and article :)
YanıtlaSil