Yeni Sosyal Ortamımız : Süpermarketler!
Dünya ülkeleri Covid-19 ile zorlu bir mücadele vermeye devam ediyor. Henüz normal hayatımıza, pardon eski hayatımıza dönemedik. Yeni normalimiz, Covid-19 etrafında şekilleniyor. Ancak biz Covid-19 öncesini yani Covid-19 öncesinde yapabildiklerimizi epey özlüyoruz.
İnsanlar çağlar boyunca her şeylerini kaybetme pahasına da olsa özgürlüklerinden asla vazgeçmemişlerdir. Özgürlük için nice isyanlar çıkarılmış, kavgalar edilmiş, savaşlar yapılmıştır. Bu kadar kıymet verdiğimiz özgürlüklerimizden Covid-19 sebebiyle fedakarlık yapmak zorunda kalıyoruz. İstediğimiz gibi seyahat edemiyoruz. İstediğimiz gibi festivaller, düğün törenleri, geziler gibi birçok aktiviteyi yapamıyoruz. İstediğimiz saatte dışarı çıkamıyoruz. İstediğimiz yerde istediğimiz gibi yemek yiyemiyoruz. Normal hayatımızın parçası olan eylemlerimize Covid-19 sebebiyle değişen tarifelerde zaman zaman yasak ve kısıtlamalar getiriliyor. Pandeminin kontrol altına alınması için bu tip önlemlerin alınmasının önemli olduğu da su götürmez bir gerçeklik. Covid-19'a göre hayatımızı yeniden dizayn etmek ve buna uyum sağlamak biraz zaman almış olsa da, yeni normallerimize epeyce uyum sağladığımızı düşünüyorum.
"Evde Kal" uyarısının yapıldığı ve sokağa çıkma yasağı/kısıtlamalarının uygulandığı zamanlarda insanların yeni bir özgürlük alanı bulduğunu bence hepimiz biliyoruz. Neyden mi bahsediyorum? Tabi ki süpermarketlerden! Özellikle dışarı çıkmanın yasak olduğu dönemlerde dışarı çıktığınızda polisle karşılaştığınızda ceza almamanızı sağlayacak en önemli bahane : Süpermarkete gitmek!
Covid-19 öncesine nazaran süpermarketlere daha sık gitmeye başlayan insanlara kızıyoruz. Ancak bu insanlar Covid-19 ile özgürlük istekleri arasında bocalıyorlar. Şimdi bir düşünün. "Evde Kal" deniyor. Süpermarket alışverişi haricinde dışarı çıkmak yasak. Ama insan olmanın doğasında yasakları bir şekilde çiğneme isteği her zaman olduğundan siz dışarı çıkmak için en geçerli bahaneninizi kullanmak istiyorsunuz. Çünkü özgürlük doğamızda var. Kısıtlandığımızda hiç "yapmam" dediğimiz şeyleri bile yapabilir hale gelebiliriz. Bu yüzden süpermarket için en güzel kombininizi yapmaya başlıyorsunuz.
Çünkü başka da gidecek bir yeriniz kalmadı, yok. Katılamadığınız festivaller, düğün davetleri.. Gidemediğiniz tatiller ve geziler.. Hepsinin acısını çıkarırcasına ışıltılı kıyafet kombininizi yapıyorsunuz. En çok siz parlayacaksınız süpermarkette. Süpermarket için yani özgürlüğünüzü hissedeceğiniz o sınırlı süre için içinizden geldiği gibi süsleniyorsunuz. Kapıyı açıp dışarıya adım attığınızda ise yumurtadan çıkan bir civcivin hisleriyle doluyorsunuz. Özgürlük ve tedirginlik el ele. Yola çıkıyorsunuz. O yol bitmesin diye oyalanabildiğiniz kadar oyalanıyorsunuz. Oysa önceleri hep bir yerlere yetişme telaşı içinde yolda geçirdiğiniz süreyi kayıp olarak görüyordunuz. Şimdi ise bitmesini istemediğiniz altın saatler haline gelmiş. Süpermarkete geldiniz.
İçeri bir adım atıyorsunuz. Evet, burası sizin yeni gözde ve biricik mekanınız. Hissediyorsunuz. Yasakların içindeki izinli bölgenizdesiniz. Olur da bir polisle karşılarsanız ceza almayacağınızı bildiğiniz güvenli bölgeniz. Hepsini almaya niyetiniz olmadığı halde tek tek her ürünü inceliyorsunuz.
Ayaklarınız hiç olmadığı kadar yavaş hareket ediyor. Aaa! Bir de diğer insanlarla biraraya gelmenin getirdiği sosyallik hissi var! Hele ki Covid-19 sürecinde yalnızlık duygusu hepimizin içine biraz işlemişken süpermarketlerde o hissi biraz unutuyorsunuz.
Muhtemelen diğerleri de sizinle benzer hislerle süpermarkete geldiler. Çünkü hepsinin ayakları yavaş hareket ediyor. Herkes biraz ürünleri biraz da süpermarkette gezen diğerlerini inceliyor.
Artık daha fazla durmamanız gerektiği hissi gelince de gerekli gereksiz aldığınız ürünlerle kasaya doğru gönülsüzce ilerliyorsunuz.
Yorumlar
Yorum Gönder