Türk Çayı ve Sosyal Hayat

Bir çay bardağı içinde sade, berrak, kırmızı, sıcak Türk çayı. Kolayca demlenir ve herkes içebilir. Çay, Türk kültüründe sosyal ilişkilerimizin, birbirimizle ve atalarımızla olan bağlarımızın somut, kültürel bir aracısı olmuştur. Türk kültürünün vazgeçilmezlerindendir. Sıcak ilişki geliştirebilmiş, her etnik kökeni adalet ve hoşgörü ile tek çayı altında birleştirebilmiş atalarım gibi bugün çay bizleri biraraya getirmeye devam ediyor. Çay biz Türkler için herkesin biraraya gelebildiği ortak bir çatıdır. Çay bizim için sıcaklık, samimiyet, dostluk, sosyallik, canlı ilişkiler demektir. Ancak Covid-19 başladığından beri çaylarımızı izole bir şekilde içmek zorunda kalır olduk. Bu yüzden bu gördüğünüz çay fotoğraflarına bakarken derin bir özlem ve üzüntü hissediyorum. Bu diğerleriyle özgürce biraraya gelip çay içememenin üzüntüsü ve özlemi. 

Türkiye'de çay içmek sosyal hayatımızın varlığıyla ilgili önemli bir belirtidir. İnsanlar birbirlerine olan dostluk ve samimiyetini göstermek için 'Bir çay içelim, çay ikram edeyim' derler. Muhtemelen de siz o çayı içmeyi kabul edene dek ısrar ederler. O yüzden Türk biri sizinle arkadaş olmak, yakın olmak istiyorsa size ilk teklif edeceği 'bir çay içmek' olacaktır. Türkler birbirleriyle birlikte olmayı, birlikte bir şeyler yapmayı severler. İşte çay da birlikte yapılan her aktivitenin içinde bir şekilde yer alır. İş yerleri, üniversite ve okulların kantinlerinde mutlaka sıcak, taze demlenmiş çay bulunur. Birçok yeme - içme mekanında mutlaka çay bulunur. Hatta bazı yemek mekanları, mekanlarını daha cazip hale getirebilmek için yemek sonrası çay ikramının olduğunu belirtir. Böylece daha fazla insan o mekanı tercih edecektir. Bir de kahvehane, çay ocakları var. Bu mekanlar tamamen çay üzerine kurulu bir sosyallik, iletişim ağı merkezi gibidir. Covid-19 başladığından beri insanların evlerinde izole kalması bu yüzden zor oldu. Çünkü insanlar hayat tarzlarını değiştirmek zorundaydı. Her şeyi beraber yapmayı seven bir toplumun izole kalmasını istemek, onların yalnız kalması, sosyal ilişkilerden kopuk olmanın üzüntüsünü hissetmesi demekti. 


Aslında bu anlaşılabilir bir şey. Beyinde sosyal ağlar biyolojimizin bir parçası haline geldiği için sosyalliğin eksikliğini hissettiğimizde acı, üzüntü duymamız ya da sosyal ihtiyaçlarımıza daha fazla odaklanmamız beklenen bir şeydir. Diğer yandan antik çağlarda yalnızlık = ölüm demekti. Eğer sosyalleşebildiyseniz bu; yırtıcı hayvanlar, felaketler, kıt kaynaklar yüzünden açlıkla karşılaşma gibi birçok ihtimale karşı korunup hayatta kalma olasılığınızın daha yüksek olması demekti. Bu durumu Jung'un kolektif bilinçdışı kavramı üzerinden de düşünecek olursak belki de yalnız kalmak atalarımızdan bize kalan bir tür korku, üzüntüdür. Dolayısıyla birlikte olamamak, sosyal ilişkilerden izole olmak ve bize birlikteliği, sosyalliği hatırlatan eylemlerden uzak durmak haliyle bizi üzüntü içinde bırakıyor olabilir.  


Konumuza tekrar dönersek çayı izole bir şekilde içmek bu gibi nedenlerden dolayı üzüntü veren bir şey olabilir. Çünkü Covid-19 yüzünden kendimizi izole etmek zorundayız. Birlikte yaptığımız aktivitelerimizi tek başımıza yapmak zorundayız. En fazla aynı evde yaşadığınız insanlarla birlikte bir şeyler yapabiliriz ki bu diğerleriyle sosyalleşmemizden daha farklı bir olgudur. Evde çekirdek aile bireylerinizle çay içmek, çay çatısının daralmış halidir. O yüzden daha kalabalık bir ortamda içtiğiniz çayın hissettirdikleri ile izole içilen çayın hissettirdikleri farklıdır.


Olabildiğince en kısa zamanda Covid-19'un bitmesi ve yeniden çay çatısı altında diğerleriyle 'Hadi bir çay içelim' diyerek biraraya gelebilir olmayı diliyorum. Bir çay alır mıydınız? Türkiye'den sevgiler! 🇹🇷 


Görseller : Hacer Çinçik 

Yazar : Hacer Çinçik 




#covid #covid_19 #sağlık #karantina #toplum #insan #izole #özlem #üzüntü #türkçayı #sosyalhayat #türkiye #turkey🇹🇷 #çay #atalar #türkkültürü #kültür #ikram #etnikköken #adalet #hoşgörü #yaşamtarzı #yaşam #sosyallik #sosyalilişkiler #sosyalihtiyaç #ilişkiler #iletişim #psikoloji #biyoloji #fizyoloji #beyin #dostluk #arkadaşlık  #davranış #korku #acı #ölüm #yalnızlık #tekbaşına  #yaşam #inspiration #duygu  #psychology #philosophy #motivation #counselor #counseling #photo #photography #photoshoot #blogger #blog #blogging #bloggerstyle #bloggingcommunity #writing #writers #writingcommmunity #human 




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

'Ama sen psikolojik danışmansın!'

Pamuk Gibi Hayatlar

Tırşık : Zehirden Şifaya Yolculuk