Dipten Göklere Yolculuk
Bu çiçekler kıskançlık duyulacak kadar çok güzel, değil mi?
Bugün kıskanılan çiçeklerin yolculuğundan bahsedeceğim.
Çiçeklerin dönüşüm geçirmeden önceki ilkel hali yani tohum, bahçeye çıkarıldığı için mutluydu.
Öncesi ve sonrası yokmuşçasına mutluydu.
Çünkü çiçekçide beklerken çiçeklerden duyduğu güneşi, rüzgarı, gökyüzünü şimdi görmüştü. Bu mutlu anlarının sonsuza dek sürmesini diledi. Ancak sonsuza dek süren mutluluk yoktu.
Tohum mest olduğu duygular içindeyken birileri tohum için bir çukur kazıyordu. Tohum çukura atılana dek çukuru fark etmedi. Çünkü çukurun onun için kazılmış olabileceğini düşünmedi. Eğer çukura atılacaksa neden onu çiçekçiden alıp buraya kadar getirmişlerdi, neden onca zahmete katlanmışlardı ki?
Tohum için kazılan toprak, açılan çukur tohuma bir mezar gibi gözüküyordu.
Tohum onu o çukura neden attıklarını bir türlü anlayamıyordu.
Büyük hayal kırıklığı içindeydi.
Alınmış, kırılmış, kızgın bir halde ne hissedeceğini bile bilemez olmuştu.
Tohum çukura atıldıktan sonra bir de üzerine yığılan toprakları görünce iyice dehşete düşmüştü.
Üzerine toprak atıldıkça tohum üzerine neden bu kadar yük yüklendiğini bilmiyordu.
Tohum üzerine atılan her toprağın kendisini yok etmek için olduğunu sanıyordu.
Tamamen karanlık bir yerde kaldığında ve herkes onu yalnız bıraktığında, tohum türlü türlü endişe, korku, kaygı, panik içinde ne yapacağını bilemez hale gelmişti.
Ancak tohum bu karanlığın ve üzerine dökülen suların aslında onu besleyeceğini, onun sonsuz mutluluk duasının gerçekleşmesi için gerekli olduğunu bilmiyordu.
Tohum o karanlık topraktan sabırla bir filiz çıkarabilirse, o hep imrendiği çiçeklere dönüşecekti.
Ancak çiçeğe dönüşmenin bunca zahmet gerektirdiğinden ona kimse bahsetmemişti.
Ve günler günleri kovalarken tohum çimlenmekten başka çaresinin olmadığının farkına varmıştı. Ya çimlenecek dualarını gerçekleştirecekti ya da değişmeyi reddederek sonsuza dek çürüyecekti.
Tohum seçimini yaptı.
Kabuğunu çatlattı.
Filiz verdi.
Başını topraktan çıkardı.
Güneşi tekrar görmenin verdiği mutlulukla ve tekrar karanlığa dönme ihtimalinin korkusuyla daha da azimle göklere yükseldi.
Uzatabildiği kadar dallarını uzattı.
Ve tekrar düşündü.
Onun için açılan çukur, onun üzerine atılan topraklar, karanlık bir yerde yalnız bırakılışı.. Aslında bunlar onu zaten öldüremezdi. Onu ancak kendinden vazgeçmek, kendini seçmemek onu öldürebilirdi. Onu yaşatan şey, tohumun kendi değişimini, geleceğini seçmiş olmasıydı. Tohumun kendi geleceğindeki çiçek olabilmeyi kabul etmiş olmasıydı.
Değişimin ustaları kendi mezarlarında filiz verenlerdir.
Görseller : Hacer Çinçik
Yazar : Hacer Çinçik
#çiçek #değişim #seçim #yaşam #ölüm #gelecek #farkındalık #KabulEtmek #kıskançlık #mutluluk #hayalkırıklığı #mutluluk #kızgınlık #endişe #korku #kaygı #panik #öfke #sabır #filiz #psikoloji #felsefe #photooftheday #photography #naturephotography #skyphotography #flower #yellow #flowers #blue #sky
Yorumlar
Yorum Gönder